İyi Hakem Olma Yolunda
İyi Hakem Olma Yolunda
Eğitim eksikliği, hakemlerin amaca yönelik davranışlarını tam ve istendik biçimde sergilemelerine engeldir.
“Hakem olmak zordur. Uzun mesafeli koşu gibidir. Emek ister, sabır ister. Bütün spor dallarında zordur hakemlik. İyi hakem olmaktır esas olan. Buna çaba gösterir hakemler. Yükselmeyi, terfi etmeyi öne alırlar hobi olarak baksalar da. Ama aslında bir ‘iş’tir hakemlik. Hakemlik özveri ister. Satranç sporunda da bu zorluğu yaşayanlar bilir.”
Hakemi konu edinen bir yazı bu tümcelerle başlamıştı. Sonrasında yeni bir yazının ana fikri doğdu. Yaşanılan olaylar karşısında verilen kararlar ve ortaya çıkan yeni durumlar da ayrı bir ilham kaynağı oldu. “İyi hakem kimdir, nasıl iyi hakem olunur?” Bu yazıda değinilecek ana başlık da bu oldu haliyle.
Hakemlerin spor karşılaşmasındaki etkinliği spor dalına göre farklılık gösterir. Futbol, basketbol gibi spor dallarında hakemler çok daha etkindir. Bazı dallardaysa bu etkin rol daha azdır. Gözlem, denetim ve masa başı işler öne çıkar. Satranç hakemliği de işte böyle, kendini göstermeden ama gerektiğinde hemen orada olan bir niteliğe sahiptir. Hakem genelde yarışmanın, sonrasında da maçın önüne geçmez. Geri planda kalmaları, gerekli oldukları anlarda görünmeleri çok önemlidir.
Hakemlerin;
- Sporu ve sporcuyu sevmeleri öncelikli yönleridir.
- Üst düzeyde dikkat, çabukluk, doğruluk, kesin ve yerinde karar verebilme gibi yeteneklere sahip olması beklenir.
- Sorumluluk sahibi, kararlı, tarafsız ve güvenilir kişiler olması esastır.
- Oyunlar süresince kuralları tarafsızca uygulamaları en temel özellikleridir.
Yapılan araştırmaların bulgularının yer aldığı bir makalede (*) iyi bir hakemin özellikleri sıralanıyor. Tutarlılık, uyum, kararlılık, denge, dürüstlük, karar verme, güven ve isteklendirme iyi bir hakemin özelliklerini oluşturuyor.
Eğitim eksikliği
Uzun mesafeli koşuda hakemin kişisel özellikleri de öne çıkmalıdır. Hakem kendisine özen göstererek duruş ve davranışlarıyla her ortamda farklılığını ortaya koyabilmelidir. Hakemde özellikle ve öncelikle ‘güven’, ardından da amaca yönelik davranışta bulunma hali varsa olumlu sonuçlara ulaşılabilir. Eğitim ve doğru yönetimin, hakemin gelişimini ve amaca yönelik davranış sürdürmesini sağlayacak iki önemli etmen olduğunu da anımsatmakta yarar vardır.
Hakemlerin benzer durumlarda verecekleri kararlar farklı olmamalıdır.
Kurallar her oyuncu için aynı biçimde ele alınarak uygulanmalıdır. Bu yönde verilen kararlarda ‘tutarlı olmak’ çok önemlidir. Bu tutarlı duruş aynı yarışmada, aynı salonda görev yapan tüm hakemler için geçerli olmalıdır.
FIDE Satranç Kuralları, hakemlerin, yeterli, adil ve tam olarak tarafsız olduklarını da varsayar. Böyle olunca da hakemlerin özgür iradeleriyle karar vermelerine yönelik olarak çok detaylı kurallar oluşturulmadığının işaretleri de sıralanır. Bu yaklaşım, araştırmada yer verilen ‘dürüstlük’ ilkesinin de bir karşılığı olsa gerek.
Hakemler eylem ve söylem birliğinde olmalıdır.
Oyuncular, hakemin neye öncelik tanıyacağı, hangi durumlarda takdir hakkını kullanacağı konularında duraksamaya düşmemelidir. Bu durum başta oyuncular ve antrenörlerde ‘güven’ sorunu yaşatır. Verdikleri karar ve tutumlarında oluşacak yetersizlik duygusu, hakemlerin önünde gidermekte zorlanacakları bir sorun yumağı oluşturur. Gittikçe de eğitim eksikliği ortaya çıkar.
Bir kararın, yarışma boyunca verilen diğer kararlarla çelişmemesi gerekir.
Hakemlerin verdiği kararların oyuncular, antrenörler ve diğer satranç bileşenleri tarafından kabul görmesi yetkinliğini gösterebilmesine bağlıdır. Hakem, sayılan bu bileşenlerin satranç sporunda olmazsa olmazlar arasında olduğunu bilmelidir. Bilgisi ve ortaya koyduğu deneyimiyle bunu sağlayamayan hakem, özellikle de yerine getiremediği uygulamalarla hatalı kararları karşısında çok şiddetli eleştirilere uğrar.
Hakemin verdiği kararın hatalı olduğunu düşünenler her zaman olabilecektir. Bu durum, özellikle oyuncularda, kaygı ve hayal kırıklığı doğurur. Karşılaşılan durum üzerine karar verme süreci uzadıkça da bu duygu yoğun biçimde açığa çıkar. Karar verme sürecinde hakemin durumu anlamak ve kavramak için bir zamana gereksinimi olduğu da ayrı bir gerçektir.
Güven duygusu
Yarışma boyunca karşılaşılabilecek güçlükler hakemin kendine güvenmesiyle aşılabilir. Başarılı hakemler, durum ne olursa olsun, olumlu davranışlar sergilemeye devem ederken kendilerini de kontrol edebilirler. Böyle davranışlara sahip olan hakemler sezileriyle de öne çıkarlar.
Mutlak tarafsızlık ilkesi ve anlayışı egemen olmalıdır.
Oyun kurallarını tam ve eksiksiz uygulayan, kuralların dilini ve ruhunu bilen, kararları tartışılmayan hakemler için ‘başarılı’ denilebilir. Başarıya giden yol oyun salonunda yaşayarak oyunculara yakın olmakla sonlanır. Egolarından arınmış cesur davranışlar sergileyen hakemler başarılı hakemler arasındadır. Hakem iyi ve başarılı olursa yarışma da iyi olacaktır. Güven, başarılı bir hakemin en önemli özelliğidir. Hakemin yarışma için kendini yeterli bulamaması görev yapmasını zorlaştırır.
Kolay ulaşılmak için doğal olunmalıdır.
Hakemler, satranç bileşenleriyle etkili iletişim kurabilmelidir. Onlarla kurulacak ‘uyumlu’ davranışlar çok önemlidir. Bu uyum çabası hakemin sakin ve rahat olmasını sağladığı gibi ortaya koyacakları performanslarının da iyi olmasını sağlar.
Hakemler oyunun asıl unsurlarındandır.
Hakemler masalardaki oyunları izlemelidir. İzleme süreci bir oyuncu gözüyle gelişmemelidir. Hakemler oyuna öğrenmek, eğlenmek için bakmamalıdır. Yani oyunlar oyun sırasında hakem tarafından bu yönüyle çözümlenmemelidir! Masalara oyunun gelişimini, durumunu gözlemek için tepki göstermeden, karışmadan bakılmalıdır. Bu iki ‘bakma-izleme’ eylemi yönünden ortaya çıkan ayrıntı çok önemlidir. Hakemler, salt kuralların uygulanmasıyla yarışmanın yönetiminden sorumlu olduğu anlayışının yanında, yarışmanın ve oyunun asıl unsurlarındandır.
Hakemlerin masalardaki denetimleri sırasında; hamlelerin oyuncular tarafından notasyon kağıdına doğru olarak kaydedilmesi sağlanırken, satranç saatinin doğru çalıştığı ve kullanılan/kalan süreler kontrol edilirken, oynanan oyunlar hakkında da bir fikir oluşturmaları beklenir. Bu bir gerekliliktir ve aynı zamanda görevdir.
19 Ağustos 2019
IA&IO Tahsin AKTAR
(*)Robert S. WEINBERG, Peggy A. RICHARDSON Çeviri: Doç. Dr. Rıdvan EKMEKÇİ
Kaynak Belge
Benzer Makaleler
Yorumlar -
Yorum Yaz