Yaptırımlar ve Uygulanacak Sıra
Yaptırımlar ve Uygulanacak Sıra
Yaptırım uygulamaya karar verilirken, ortaya çıkan somut durum karşısında bazı temel ilkeler gözetilir.
Satranç etkinliklerinde, özellikle oyunculara uygulanacak yaptırımlar konusunda kafa karışıklığı olduğu izlenimine kapıldım. Bunca eğitim, bunca yazılan konuşulan başlıklar olmasına karşın kafa karışıklığı oluşmasına anlam vermek olanaklı değil doğrusu.
Bu kez ulaşan soru söyle: ”Oyunculara uygulanacak yaptırımlar kurallarda belirtilmiştir. Kural maddesi 12.9’a göre hakem çeşitli yaptırımları gerektiğinde uygulayabilecektir. Böyle olmakla birlikte, maddede belirtilen yaptırımların yazıldığı sırayla uygulanacağı dile getiriliyor. Yani şiddeti azdan çoğa doğru. Değerlendirmenin bu biçimde olduğunu daha önce bilmiyorduk. Üzerinde tartıştık ama hemfikir olamadık ne yazık ki. Hakem kurulunun da bu yönde bir kararı varmış. Durumu aydınlatır mısınız hocam?”
Uygulamadaki kafa karışıklığı kural maddesinin dili ve ruhu doğru anlaşılmadığından kaynaklanıyor. Kuralları doğru anlayarak doğru uygulamak için önce tek tek, tane tane okumak gerekir kanımca. Web sitemizde bu amaçla ele alınmış makaleler de var üstelik.
Kuralın dili
“12.9: Options available to the arbiter concerning penalties…”
“12.9: Hakemin verebileceği ceza seçenekleri şunlardır…”
Madde bu sözcüklerle başlıyor. Dikkat edilirse sunulanların birer seçenek olduğu açıkça belirtiliyor. Kuralın diline böyle bakınca, hemencecik, hakemin kural maddesinde yer verilenlerden istediği birini seçerek yaptırım uygulayabileceğini anlamak olanaklıdır. Seçeneklerin artan şiddette ele alınarak yazılmış olması uygulamada bu sıraya dikkat edileceği izlenimini doğurmamalıdır.
Kurallarda yasak olduğu belirlenmiş somut bir durumu suç saymak doğru bir yaklaşımdır. Hakem, yaptırım uygulamaya karar verirken, ortaya çıkan somut durum karşısında bazı temel ilkeleri gözetmek durumundadır. Bundan ayrı olarak üç önemli tutumun geçerliğini de aramalıdır. Kararda önemli yer tutan bu tutumları bir kez daha anımsamak doğru olacaktır.
- ‘Yerindelik’, uygulanacak yaptırım için verilen kararın doğruluğunu anlatır.
- ‘Orantılı güç’, suç ile yaptırımın dengeli, paralel olması gerektiğini ortaya koyar.
- ‘Yeterlik’, uygulanan yaptırımın, ilk, tek ve son uygulama olup olmadığını yansıtır.
Yaptığı hamleyi tek tek kaydetmeyi unutan, kaydetmede geciken oyuncuya bir yaptırım uygulanabilir. Buna hükmedilmesi durumunda ‘karar yerindedir’ diyebiliriz. Ancak, doğrudan o oyunu kayıp sayan bir yaptırım uygulandığında suç ile yaptırım ilişkisinde ‘orantılı güç’ yoktur diyebiliriz. Yasaklı eylemle uygulanacak yaptırımın orantısız olması durumunda gereksiz tartışmalar ve itirazlar oluşacaktır ki sonrasında, belki de, uygulayacak başka yaptırımlar aranacaktır. Öyleyse, benzer durumda, doğrudan yaptırım uygulamak yerine hakemin bir güvenlik önlemi alarak, öğüt vermek gibi, orantılı bir güç oluşturması en doğru yaklaşım olacaktır.
Spor ahlakına ve disiplinine aykırı olay ve eylemleri nedeniyle bir oyuncu yarışmadan doğrudan çıkarılırsa, eylemin ayrıca bir disiplin suçu oluşturup oluşturmadığına karar vermek gerekecektir. Eğer böyleyse uygulanan yaptırım ‘yeterli’ olmayabilir. Disiplin hukuku ele alınarak da yargılanması istendiğinde yeterlik yönünden gelişen tutum da yerine getirilmiş olacaktır.
Hakem, temel ilkeler ve tutumları gözeterek takdir hakkını kullanır
Bunları anımsadıktan sonra soruya yeniden döndüğümüzde; hakemin, suç unsuru oluşturan eyleme göre, orantılı güçte bir seçim yaparak uygulamayı yerine getireceği daha net ortaya konulmuş olacaktır. Anımsatılan temel ilkeler ve tutumlar karşısında bu hakemin ‘takdir hakkıdır.’
Ancak bir ayrıntıyı dikkatten kaçırmamak gerekir. Suç unsuru oluşturan bir davranış nedeniyle bir yaptırım uygulamaya hükmeden hakemin, oyuncunun aynı davranışı sergilemeye devam etmesi karşısında, öncekinden daha artan şiddette bir yaptırım uygulaması beklenir. Örneğin: Yaptığı hamleyi tek tek kaydetmeyi unutan oyuncuya hakem, hamlesini tek tek yazmasını, bir güvenlik önlemi olarak, birkaç kez ‘öğütleyebilir’. Bu bir yaptırım değildir. Oyuncunun bu davranışı sürdürmesi durumunda, hakem bu kez madde 12.9’a göre yaptırım olarak ‘uyarı’ seçeneğini uyguladığında, öğüt vermenin dışına çıkmış olacaktır. Oyuncunun aynı davranışı sürdürmesi durumunda hakemin oyuncunun ‘kalan süresini azaltarak’, ola ki sonrasında da ‘o oyunda yenik sayarak’ yaptırım uygulaması anlaşılır bir tutumdur. Yaptırımların sıralı uygulamasından söz edilirken bu söylenmek istenmişse başka bir durumdur.
Hakem oyuncunun suç unsuru oluşturan bir davranış nedeniyle zamanını azaltırken, sonrasında başka bir suç unsuru oluşturan davranışı nedeniyle de doğrudan yarışmadan çıkarabilecektir.
Aynı zamanda işlenen ve birden çok yaptırımı gerektiren eylemlere ayrı ayrı yaptırım uygulanır. Buna ‘cezada sıralama’ denir ki hakemlerin oyun sırasında uyguladıkları yaptırımlar çoğu kez buna benzer. Yaptırımı uygularken önce ağırlaştırıcı nedenler sonra hafifletici nedenler dikkate alınır.
Hakemin yaptırım uygulamalarına oluşturulan örneklerin hepsinde, temel yaptırım ilke ve tutumlarına uyarak, takdir hakkını kullandığını görmek olanaklıdır.
Önemli
Madde 12.9’da yazan yaptırımlardan ayrı olarak, yarışma kuralları kapsamında, diğer kural maddeleri içinde de uygulanacak yaptırımların ele alındığı bilinir. ‘Kurala muhalefet’ olarak adlandırdığım bu davranışlar karşısında, kuralın dilinde hükmedilen yaptırımlar hakemin takdir hakkı dışındadır. O başka bir durumdur. Hakem maddede yazan yaptırım neyse onu uygulamak durumundadır. Orantılılık veya yeterlilik gibi bir tutum sorgulaması yapamayacaktır.
Hakem Kurulunun söylemi
Gelelim soruda dile getirildiği gibi, Merkez Hakem Kurulunun kararına. Kurulun, yaptırımların madde 12.9’da sıralandığı biçimiyle uygulanması gerektiği yönündeki kararını görmedim. Görmediğim için kurulun bu söylemi, bildirimi, yorumu veya kararı üzerine de bir değerlendirme yapamam. Eğer böyleyse, ne yazık ki, MHK hatalı yorum ve söylemlerine bir yenisini daha eklemiş demektir.
8 Ekim 2019
IA&IO Tahsin AKTAR
Benzer Makaleler İlgili Kaynaklar
İlgili Makaleler
Yorumlar -
Yorum Yaz