Müzede Bir Tur
Müzede Bir Tur
Dünya Kadınlar Satranç Şampiyonası dünyaca ünlü Hatay Arkeoloji Müzesinde başladı
2-25 Aralık 2010 tarihleri arasında, 30 ülkeden 63 sporcunun katıldığı, ‘Dünya Kadınlar Satranç Şampiyonası’ gerçekleştirilmişti. Oyuncular Antakya Belediye Başkanlığının ev sahipliğinde yarışmışlardı. Ülkemizden de iki oyuncumuz, WGM Kübra Öztürk ve WGM Betül Cemre Yıldız da yarışmada yer almıştı. Eleme sistemiyle tamamlanan yarışmada WGM Yifan Hou (Çin) şampiyon olmuştu.
Açılış töreni konaklama otelinin salonunda gerçekleşti. İlk tur saati geldiğinde tüm objektifler ve dünyanın meraklı bakışları oyuncuların yanında turun oynanacağı yerdeydi hiç kuşkusuz. Birinci tur dünyaca ünlü Hatay Arkeoloji Müzesinde yapılacaktı. Sonraki turlar konaklama oteli salonundaydı.
Oyuncular müze salonuna geldiklerinde, şaşkın bakışlarla etrafı incelerken, yüzyılların mirası önünde satranç oynamanın keyfini çıkartmak için sabırsızlanıyorlardı. Yerli yabancı turistlerle basın izleyenleri, Hataylı satranç severler muhteşem mozaiklerin eşliğinde büyülü bakışlarla birinci tur oyunlarını da izlediler.
Vali, Belediye Başkanı ve diğer il yöneticileri de bu dünya tanıtımından dolayı çok mutlu görünüyorlardı. O anı yaşayan herkes mutluydu. Ne iyi edilmişti ilk turun müze salonunda yapılması. Ne güzel düşünülmüştü. Hem ulusal bir tanıtım yapılmış hem de farklı bir etkinlik sunulmuştu.
Öyle mi?
Organizasyonun projesini yaptığımızda Hatay Arkeoloji Müzesi gezilip görülecek yerler arasında yer alıyordu. Şampiyona eleme sistemiyle yapıldığından, ilk turlarda elenen oyuncuların ülkelerine geri dönebilecekleri olasılığı düşünülmüş, müzenin gezilmesinin hemen başlangıçtaki günlerde yapılması planlanmıştı. Ama bakın sonra ne oldu!
Yarışmanın başlamasına 12 gün kala Ankara (Federasyon) bir telaşla beni aradı. Konaklama oteli, bir yanlışlık eseri, birinci tur günü için yarışma salonunu başka bir etkinliğe, yemekli bir düğün törenine de ayırmıştı. Kalktım gittim hemen. Sağlık Kurulu Başkanımız, dostumuz, Prof.Dr. Kıvanç Güngör de Gaziantep’ten geldi. Buluştuk. Durum değerlendirmesi yaptık. Otelin bir salonu daha vardı ama yarışma salonuyla aynı katta ve yan yanaydı. Yarışma ve düğün aynı saatlerde yan yana salonlarda olması olanaklı değildi. Birinci turu ertelemek için uygun takvimimiz de yoktu.
Tur günü değiştirilemeyeceğinden düğünü bir gün önceye almak olur muydu acaba? Bu arada otel yönetimi perişan durumda tabi. Düğün sahipleriyle görüşüldü. Töreni bir gün önceye almanın yolları arandı. Tören için Hatay’a il dışından gelecekler varmış. Otel yönetimi onların ulaşım ve konaklamalarıyla bu değişiklikten dolayı ortaya çıkabilecek diğer davet giderlerini karşılamayı dahi önerdiyse de düğün sahiplerinin yanıtı olumsuzdu. Kriz büyüktü!
Vali Yardımcısı, Belediye Başkanı, Spor İl Müdürü ve biz birlikte peş peşe toplantılar yaptık. Bu olumsuzluk nasıl aşılacaktı? Başka salonlar araştırıldı ancak bize uygun ve o gün için boş bir otel salonu da yoktu. Antakya küçük bir yer. Yeni bir salon bulmak çok büyük bir sıkıntı olarak karşımızda duruyordu.
Belediye Başkanı Doç.Dr. Lütfü SAVAŞ’ın odasında otururken, görüş açımdan, dışarıda Arkeoloji Müzesi görünüyordu. Müzeyi daha önceki zamanlarda hem de birkaç kez gezme olanağım olmuştu. Aklıma gelen düşünceyi söylediğimde masanın etrafındakiler birbirine bakıyordu. “Yarışmanın ilk turunu neden müzede yapmıyoruz?” Bu öneri toplantıda bulunanlar tarafından çabucak sahiplenildi. Müze 32 satranç masası için hem uygun hem de eşsiz bir ortam olacaktı.
Müze Müdürü arandı hemen bir telaş. Çözüm bulunmuştu ya sanki yüzler gülüyordu. Durum anlatıldı. Müdür olumsuz ve umutsuz bir sesle bunun olanaklı olamayacağını söylemiş. Müzenin bir kapanış saatinin olduğunu, bu saatte tüm kapıların elektronik alarm sistemiyle kapandığını ve mühürlendiğini, geç saatlerde bitebilecek oyunlar için yapabileceği bir şeyin olmadığını belirtmiş. Artık hepimiz müze salonu için odaklanmış ve hatta bu duruma koşullanmıştık. Birinci tur müze salonunda yapılmalıydı. Çare yoktu.
İçinde bulunulan durum ve müze salonu önerisi Vali Beye aktarıldı. Vali Bey konunun önemi ve ivediliği karşısında Kültür Bakanlığını aradı. Özel bir izin alınması gerekiyordu. Müze salonlarının zaman zaman farklı etkinlikler için kullanıldığını biliyorduk. Örneğin Aya İrini Kilisesinde, Aspendos’ta Efes’te konserler, sergiler yapılabiliyordu. Ama çok sıkı korunan ve adeta kuş uçurtulmayan Hatay Arkeoloji Müzesinin açılış-kapanış saatleri nasıl değiştirilecekti? Vali Bey bu sorunu çözdü ve bakanlıktan özel izin alındı. Birinci tur müzede yapılabilecekti. Kriz aşılmıştı. Prof. Güngör ile iç rahatlığıyla Hatay’dan ayrılabilirdik artık.
Ama bir dakika, biz içinde bulunduğumuz kötü durumdan dolayı ne yemek yemiş ne su içmiştik. Sonra, Antakya’dan ‘künefe’ yemeden dönülür müydü hiç?
Fotoğraflar TSF arşivinden alınmıştır.
19 Ağustos 2020
IA&IO Tahsin AKTAR
Organizasyonda yer alan herkes; oyuncular, antrenörler, basın, hatta FIDE yöneticileri, uluslararası diğer katılımcılar birinci turu müzede yapmanın sadece bir hoşluk-güzellik katmak, tanıtım yapmak amaçlı olduğunu bildiler. Basın ve diğer kurumlar, davetliler bir kriz sonrası bulunmuş çözüm olduğunu öğrenemediler. Hoş bir seda ile Hatay’dan ayrıldılar. Tıpkı bizim gibi.
Yorumlar -
Yorum Yaz