• Favorilere Ekle





İnisiyatif

İnisiyatif
 
“Güven oluşunca, kullanılan öncelikle ‘doğru olan ne?’ sorusu öne çıkacaktır.”
 
‘İnisiyatif’ sözcüğü Fransızca bir kökenden gelirken, Türkçede tek bir sözcükle anlatmak istersek ‘öncecilik’ (TDK Güncel Türkçe Sözlük) olarak kullanmak gerekecektir. ‘Öncelik, üstünlük kurma, sorumluluk alma yetkisi’ olarak da anlam kazandırmak olanaklıdır.
 
İnisiyatif kavramı; bir uygulamayı başlatmak için veya ortada olan bir uygulamaya yeni bir bakış oluşturmak için bir eylemle ortaya çıkan durumu anlatmaya yarar. Ortaya çıkacak durumu öngörerek bir değerlendirme yapılırsa, bu değerlendirmede doğru adımlar oluşturulmuşsa sorun oluşmaz ve kullanılan inisiyatifin değeri anlaşılır. Aksi durum iyi bir deneyim ve örnek olacaktır.

 Kuralın izin vermediği durumda inisiyatif kullanılamaz




Pek çok spor dalının hakemleri de kuralları uygularken ‘inisiyatifini kullanabilir’. Yani ortaya çıkan durumu değerlendirmeyi önceliğine alır veya almazlar. Böyle bir davranış sergileyebileceğine yönelik yetkiyi de yine kurallar ortaya kayar.
 
Satranç hakemleri ve öncelik
Satranç kurallarının özünde, her durum için bir kural maddesinin olmadığı bilinir. Ortaya çıkacak böylesi durumlar için, hakemler, benzer olaylardan yararlanıp özgür olarak karar verme gücünü kullanarak bir yargıya varır. Bu yargıyı bir karar olarak yansıtır.
 
Hakem, vereceği bu kararların da bir kurala dayanacağını bilmelidir. Bu sırada kimi zaman inisiyatif kullanır kimi zaman kullanmaz. Bu karara varan hakem kuralın dilinden ya da ruhundan kaynaklanan bir ‘yetkiyi’ kullanmıştır. İnisiyatif becerileri yerinde olan bir hakem, yeri geldiğinde kararlarını güvenle belirler. Yeteneğini, cesaretini ve enerjisini en üst düzeyde sergiler.
 
‘Önceliğine alma’ kavramını, bundan böyle, ‘o durum üzerine bir uygulama yapmaya karar verme’ olarak değerlendireceğim. Bu bakışla, satranç hakemleri de oyun sırasında ortaya çıkan durumu değerlendirmeyi önceliğine alır veya almaz.
 
Önceliğine alma durumu, çoğu zaman, başhakemle hakemler arasında, hatta hakem kuruluyla da aralarında anlaşmazlık oluşturur. Anlaşmazlığın temel nedeni, üzerinde uyuşulan bir ‘öncelik’ tanımının ve ‘öncelik sınırlarının’ önceden yapılmamasıdır. Beklentiler nedir açık biçimde belirtilmemesidir.
 
Beklentilerde ortaya çıkacak farklılıklar uyumlu çalışmaya engel olur. Başhakemin, hangi durumları, hakemlerin önceliklerine alacaklarını ya da almamaları gerektiğini memorandumda belirlemesi gerekir. Sınırlar belirlenirken, hakemlerin iş yapma ve karar verme rollerinin çok fazla sıkılmaması gerekir. Böyle olursa hakem özgür olarak karar verme gücünü kullanarak bir yargıya varamaz. Benzer biçimde, göreceli kararların oluşmaması için hakem kurulunun da örnek olaylarda sınırları belirlemesi verimliliği artıracaktır.
 
Hakemlerin karar verme sürecine yaratıcı katkı sunulması için çaba gösterilmelidir
 
Hakemin bu yetkisini kurallardan aldığı güçle uygulayabileceğine değinilmişti. Kuralın dilinde bazı maddelerde açıkça bu yönde bir değerlendirme yapabileceğine yer verilirken, bazı maddelerin dilinden de bu yönde bir çıkarım yapmak gerekecektir. Hakem her durumda karar ve uygulamalarında ‘kurallı’ davranacaktır.
 
Kesinlik gerektiren durumlar ‘kabul edilir’, ‘sınırlı değildir’, ‘kesinlik kazanır’, ‘oyunu kaybeder’, ‘yazacaktır’, ‘izin verilmez’, ‘cezalandırılır’  örneklerinde olduğu gibi dile getirilmiştir. Hakem, böyle ele alınan kurallarda, uygulamalarında kuralın dilindeki kesinlik taşıyan anlatımdan ayrılamaz. Konumuz bütününde bakarsak, hakem bu durumu önceliğine almamak gibi bir tutum sergileyemez.
 
‘Ceza verebilir’, ‘izin veriyorsa’, ‘itiraz edebilir’, ‘süre verebilir’ örneklerinde kuralın dilinde bir kesinlik bulunmamaktadır. Hakem ortaya çıkan durumu değerlendirirken bu kez bir uygulamaya karar vermeyi önceliğine almayabilecektir. Kısaca, hakem ceza vermeyebilecek, süre eklemeyebilecek, izin vermeyebilecektir. Daha önce değinildiği gibi bu kararları yine bir kurala dayalı olarak verecektir.
 
Hakemin tutumu ve uygulamalar
Burada kuralların yön verdiği öncelik durumlarıyla hakemin uygulamasında önceliğine alacağı kural maddelerinden birkaçına değinilecek. Amaç örnek olaylar için belli sınırlar çizme çabasıdır.
 
Kuralların 6.2.6 maddesi saati kullanamayacak oyuncu için, satranç saatinin ayar işleminin hakemin ‘adalet anlayışına’ uygun olarak yapılabileceğine yer vermiştir. Böyle olmakla birlikte, hakemlerin uygulamalarında göreceli kararların ortaya çıkmaması da beklenen bir durumdur.

Satranç saatini ayarlayacak olan hakem, ölçülebilen ve bilinen hesap yöntemleriyle açıklanabilen bir değerlendirmeyle hareket edebilmelidir. ‘Kurallı’ davranabilmelidir. Ancak böyle olursa ayar işleminde ‘adil’ davrandığı söylenebilecektir. Hakemin bu kararında asıl düşünme süresi, hesap yöntemlerinde kullanılan hamle sayısı (60 hamle), ekleme süresi gibi nicelikleri dikkate alarak bir hesap yapması beklenir.
 
Örneğin bu nicelikler kullanılarak kurallı bir yaklaşım oluşturulabilir. 1/5, 1/8, 1/10 oranlarından birisiyle eksiltilen oyun süresi için adil denilebilecektir. Asıl düşünme süresi: 90 dakika, ekleme süresi: 30 saniye. 90+(30x60)=90dk.+1800sn.=120 dakika. 120x1/8=15 dakika. Saati kullanamayan oyuncunun süresini 15 dakika eksik başlatmak adil bir davranış sayılabilecektir.
 
Madde 6.10.1 ve 6.10.2’de hakem, oyun sırasında yeni bir satranç saatini ayarlarken veya satranç saatinin ayarını yeniden yaparken “En doğru değerlendirmesini kullanacaktır.” denilir. “En doğru ayarı yapacaktır.” denilmemesinin önemli bir nedeni vardır. Hakem satranç saatini yeniden ayarlarken asıl düşünme süresi, yapılan hamle sayısı, kullanılan süre gibi nicelikleri kullanacaktır. Bu yolla ölçülebilen ve bilinen hesap yöntemleriyle açıklanabilen bir değerlendirme yapması beklenir.

Hakemin, uygulamada önceliğine alacağı nicel değerlerden biri ya da birkaçı elinde olmayabilir. Bu yüzden yapacağı hesapta küçük de olsa sapmaların olması da kaçınılmaz olacaktır. İşte bu nedenledir ki önceliğine dayalı olarak yaptığı hesap sonunda ortaya çıkan değerlendirme, hakemin ‘en doğru değerlendirmesidir’. Bu değerlendirmede de kurallı davranıldığını söylemek yanlış olmayacaktır.
 
Madde 12.5, oyuncular rahatsız edilirse, hakemin oyunculara ek süre verebileceğini anlatır. Burada da hakem oyunculara ek süre vermeyebilir. Yani bu durumu önceliğine almayabilir. Ama bir ek süre vermeyi önceliğine alırsa, oyunculara tanıyacağı süre yine ölçülebilen ve bilinen hesap yöntemleriyle açıklanabilen kurallı bir değerlendirme olmalıdır.
 
İlkesel olarak, değerlendirilecek ek süre, en az ‘dış kaynaklı rahatsız edilme süresi’ kadar olmalıdır. Verilen ek süre; asıl düşünme süresi, ekleme süresi, yapılan hamle sayısı gibi nicelikler dikkate alınarak ve bir oran üzerinden hesaplanmalıdır. Bir öneride bulunmak gerekirse, oyun temposuna bağlı olarak, ekleme süresi veya ekleme süresinin katları kadar bir ek süre verilmesinin açıklanabilir kurallı bir hesap yöntemi olacağı söylenebilir.
 
Dış kaynaktan etkilenme süresinin her iki oyuncu için de aynı ek süreyle giderilmesi gerekmeyebilir. Örnek dikkate alınırsa, hamle sırasında olan oyuncuya 2 birim, rakibine de 1 birim ek süre verilmesi kurallı bir uygulama olarak önerilebilir.
 
Görüldüğü gibi hakem, uygulamada önceliğine aldığı her durumda kurallı davranmıştır. Bir kurala dayanmadan yapacağı uygulamalar tartışma yaratacak, çözüm bulamayacağı itirazlar olarak karşısına çıkabilecektir. Bütün bilgiler kurallı ve açıkça ortaya konulduğunda, kullanılan öncelik kapsamlı ve  tamamen kanıtlanabilir olacaktır.
 
22 Kasım 2020
 
IA&IO Tahsin AKTAR
 
İlgili Kaynak
FIDE Satranç Kuralları (Madde Açıklamalı)                  

Yorumlar - Yorum Yaz