Suçlu Uşak mı? Oyun Bitti!
Suçlu Uşak mı? Oyun Bitti!
‘Oyun Sırasında’ Ne Demek?
“… siyah taşlarla oynayan oyuncu, rakibini mat ediyor (0-1). Salondan ayrılırken telefonu çalıyor. Başhakem yardımcısı cep telefonunun oyun salonda açık veya kapalı olarak bulundurulmasının yasak olduğunu anımsatarak ‘sıfır’ vereceğini oyuncuya bildiriyor. Oyunun sonucunu değiştiriyor (1-0).”2016 yılında ‘Oyun Bitti!’ başlığıyla iki ayrı yazıyla bu konuya açıklık getirmeye çalışmıştım. O günden sonra konunun anlaşıldığını düşünüyordum. Ama şu sıralar konunun yeniden konuşuluyor, alınıyor olması ve belki de eğitimlerde, bana göre, hâlâ yanlış bir yönden ele alınıyor olması içimi acıtıyor doğrusu.
Böyle bir senaryo üzerine hakemin doğru karar verdiğini söyleyenlerin yanı sıra, benimle aynı yönde düşündüğünü söyleyenler de az değildi. Yazılarımda hakemin bu kararının hatalı olduğunu söylüyordum. Bu örnek olayda cep telefonu taşıyan oyuncuya oyun bittikten sonra dahi (0) puan verilmesini anlıyordum da mat olmuş rakibine (1) puan verilerek oyunun sonucunun bu yönde değiştirilmesini bir türlü anlayamıyordum.
Bugün yeniden gelen sorulardan anlaşılıyor ki ‘resmi yorum’ (bu yorum için böyle bir niteleme de ne demek oluyor ki?) diye sunulan bilgi henüz kullanılıyor.
Biraz araştırınca gördüm ki hakem eğitimlerinde kullanılan metinde yer alan yorum bu yönde. “Oyun sırasında oyun salonunda bu türden bir cihaz bulundurduğu tespit edilen sporcu maçı kaybedecektir. (Mat eden sporcunun salon dışına çıkana kadar üzerinde telefon tespit edilmesi de dahildir.)” Paranteze kadar olan anlatım hiç şüphesiz doğru. Ama parantez içindeki anlatım sorunlu. Böyle deniliyor olması madde 11.3.2.2’ye göre rakibin kazanacağının söylenmesidir ki işte sorun da tam buradadır.
Öyleyse, herşeyi baştan alarak bu konuyu yeniden aydınlatmak gerekecek.
Kural ne anlatıyor?
11.3.2.1
Oyun sırasında, bir oyuncunun oyun sahası içinde….herhangi bir elektronik cihaz bulundurmasına izin verilmez.
11.3.2.2
Oyuncunun böyle bir elektronik cihazı oyun sahasına getirdiği ortaya çıkarsa oyunu kaybeder, rakibi kazanır.
Kural neyi anlatmaktadır? Oyuncuların oyun sahası içinde, örnek olayda olduğu gibi, cep telefonu bulundurmalarının yasak olduğu çok açık biçimde kuralın dilinden anlaşılmaktadır. Aksi durumda yaptırımında, oyuncunun kaybedecek rakibinin de kazanacak olması yine kuralın dilinden açıkça anlaşılmaktadır.
Hal böyleyken yani rakip kazanıyor denilirken itiraz neyedir? Dikkatten kaçmaması gereken çok önemli bir ayrıntı kuralın ilk sözcükleriyle ortaya konulmuştur.
Kuralın dili bu maddenin ve tabi ki yaptırımının ‘oyun sırasında’ ortaya çıkan durum karşısında geçerli olabileceğini işaret eder. Kuralın ruhu da böyledir. Öyleyse oyun bittikten sonra, henüz oyun salonundan dışarıya çıkmamış olan oyuncunun üzerinde cep telefonu olduğu anlaşılırsa bu maddelere dayanarak bir yaptırım uygulanamayacaktır. Örnek olaya göre rakibe (1) puan verilemeyecektir. Çünkü oyuncu mat olmuştur. Mat olan bir oyuncuya başka nedenlerle (1) puan verilmez.
Oyun sırasında
Oyunu biten oyuncu izleyici konumundadır artık. Böyle olmakla birlikte yarışma boyunca her aşamada, her durumda oyuncu kimliğinden arınamayacağı da ayrı bir gerçektir.
Kuralda, eylemin oluştuğu zamanın oyun sırasında olacağına göre, oyunu bittikten sonra telefonu çalan oyuncu için zaman artık ‘oyun sırasında’ değildir. Bu oyuncu artık madde 11.4’e göre izleyici durumundadır. Bu oyuncuya, izleyici durumundayken, madde 11.3.2.2’ye göre ‘kayıp’, rakibine de ‘kazanç’ vermek demek ‘oyun sırasında’ kavramını tüm tur zamanını kapsayacak biçimde genişletmek demektir. Böyle düşünülürse, oyun sırasında kavramını genişleterek tüm tur zamanı biçiminde yorumlamak madde 11.4 ile çelişki oluşturur ki o zaman bu oyuncu ne zaman ‘izleyici’ sayılacaktır?
Yanlışta ayak diremek
Kuralın dili ve ruhu oyun sırasını işaret ederken, bu maddeye dayandırılarak, mat eden oyuncunun kaybedeceği rakibinin de kazanacağı yönündeki anlayışın neye dayandığını da sorguladım.
Böyle düşünenler şöyle diyor: “ Oyun sahası içinde cep telefonu bulundurulması yasaktır. Bu yasak, oyunu bitse de, oyuncuların oyun salonunu terk etmeden öncesinde de geçerlidir. [Oyuncu, oyun salonu dışına çıktıktan sonra cep telefonunu alarak tekrar oyun salonuna girmiş olabilir. Buna dikkat etmek gerekir.] Mat eden oyuncu oyun sırasında üzerinde bulunan cep telefonundan yararlanmış olabilir. Bu varsayımdan hareketle oyuncu cep telefonundan yararlanmamış olsaydı rakibini mat edemeyecekti. O nedenle oyuncu kaybeder rakibi kazanır.”
Yine derler ki: “FIDE Hakem Kurulu da böyle düşünüyor, bu yönde açıklamaları var.” Bu açıklamayı biliyorum, bu yeni değil. Katılmasam da bu açıklamayı bir yazımda ben de değerlendirmiştim. Ama o açıklama, 2014’te madde 11.3.2.2’de yapılan değişiklik üzerine yapılmıştı. Maddede, öncesinde, “Oyuncu kaybeder rakibi kazanır. Bununla birlikte rakip, herhangi bir geçerli hamleler dizisi ile kazanamıyorsa, berabere puanı alacaktır.” denilirken bu son tümcenin kuraldan çıkarılması üzerine yapılmış bir açıklamaydı.
“Cep telefonu bulunduğunda rakibin herhangi bir dizi geçerli hamleyle mat edememesi önemli değildir. Oyunu kazanır. Rakip daha önce hile yapmış olabilir.” O dönemde yapılan açıklama böyleyken FIDE Hakem Komisyonunun yayınladığı ‘Arbiters’ Manual 2021’de de aynı açıklamaya yer veriliyor.
Açıklamadaki “Daha önce hile yapmış olabilir.” söylemi şüpheden başka bir şey değildir. Bu açıklama dahi sorunlu olmakla birlikte, kuralın dilinde rakibe doğrudan kazanç vermenin gerekçesi bu şekilde açıklanmaya çalışılmıştır. Bu gerekçenin maddenin tümünün ruhuna yansıtılması da başlı başına başka bir hatadır. Oyun bittikten sonra bu maddenin yaptırım hükmüyle bir yargıya varılmasının hata olması bundandır.
Yorum neden yapılır?
Bazen öyle durumlar olur ki ortaya çıkan hükümler farklı yönde olabilir. Bu durumda bir alt hukuk kuralları (yönergeler, tebliğler…) yoluyla açıklanma gereksinimi doğar. Eğer bunlar düzenlenmemişse üst normlar ve genel hukuk hükümleriyle bir yargıya varılır. Buna da ‘yorum’ denilir.
Kuralları yorumlamanın herkesin özgürlük alanında olmadığını düşünenlerdenim. Yorum, kuralların uygulanmasında önemli ve olması gereken bir etkidir. Kuralları yaşama geçirme ve kurallar arasındaki uyumun yorumla sağlanacağını düşünürüm. Anlaşılacağı gibi maddenin dilinde bir eksikliğin olması durumunda yorum yapmak gerekecektir.
FIDE Satranç Kurallarının önsözünde de değinildiği gibi, kurallar içinde tam olarak yer almayan bir durumla karşılaşıldığında, ilkesel olarak, karşımıza çıkan eşdeğer durumları göz önüne alarak doğru bir yargıya varabilmek gerekecektir. Yeni bir yorum gerekiyorsa, bu da mutlaka kurallara uygun olmalıdır.
Silah patlar mı?
Bir olayda yer alan her öğenin zorunlu olarak değerlendirilmesi gerekmez. İlgisiz öğeler göz önüne alınmamalıdır. Öyleyse ortaya konulmamalı, ilgisiz öğeler kaldırılmalıdır. Bu, olaylara bakışta ve yorum getirmede ilke olmalıdır. Bu öğeler yorumların içine hiçbir şekilde girmemelidir. Gereksiz olan açıklamalar ayıklanmalıdır ki varılacak yargıda sonuca varılabilsin. Ünlü Rus oyun ve öykü yazarı Anton Çehov şöyle der: “Eğer duvarda bir tüfek asılıysa sonrasında o tüfek mutlaka patlamalıdır. Aksi takdirde oraya koymayın."
“Duvardaki tüfek patlamışsa katil uşaktır.” demenin yanlış olduğu gibi, “Oyuncu üzerinde cep telefonu taşıyorsa mutlaka kullanmıştır.” anlayışı da burada, varılacak yargıda, doğru değildir.
Hakemin karar verme sürecinde olası durumları düşünerek ve varsayım üzerinden bir yargıya varması ne FIDE Satranç Kurallarının ruhuyla ne de hakemlik anlayışıyla asla örtüşmez. Varsayım üzerine karar vermek üstelik yaptırım uygulamak kabul edilemez.
Hukuk
Oyuncu cep telefonunu oyun sırasında kullanmak amacıyla üzerinde bulunduruyor olabilir. Oyun sırasında kullanmamışsa veya kullandıysa bile oyun sırasında bu durum saptanamamışsa oyun bittikten sonra, örnek olayda olduğu gibi, madde 11.3.2.2’nin uygulanması hukuk yoluyla da yorumlandığında da olanaklı değildir.
Bu yönüyle, cep telefonundan yararlanarak bu suçu işlemek için yapılan hareket, suç konusunun elverişsizliğinden dolayı boşa giden, suçu oluşturmayan bir girişimdir. Hukuk öğretisinde buna ‘işlenemez suç’ denilmektedir. Cep telefonu bulundurmanın suç olduğunu bilen bir oyuncu için, aslında bunu hiç kullanmamış olsa da, cep telefonunu kullandığını düşünerek bu yolla ‘hırsızlık yaptığını’ söylemek ‘sözde suçtan’ söz etmektir. Oyuncunun üzerinde bulunan cep telefonunun oyun bittikten sonra saptanması, hukukun bu yönüyle, hırsızlık suçunu oluşturmaz. Örnek olayda da işlenemez suç söz konusudur.
Hakemin tutumu ve uygulaması
Böyleyse, bu oyuncuya bir yaptırım uygulamak gerekmeyecek midir? Cep telefonu kesin olarak yasaklı bir maddedir. Oyuncunun yasak olduğunu bilerek oyun sahasına yasaklı olan cep telefonunu getirmiş olması tabi ki suçtur. Ancak; değinildiği gibi, oyun bittikten sonra cep telefonunun saptanmış olması nedeniyle suçun bu yönüyle unsurları oluşmamıştır. Yani oyuncunun oyun sırasında cep telefonundan kesin olarak yararlandığı oyun sırasında saptanamamıştır. Bu durumda gerçekleştirilen eylem için başka yaptırımlar uygulanabilecektir.
Asimetri / Olgular
Örnek olayda siyah taşlarla oynayan oyuncu rakibini mat etmişti (0-1). Sonrasında da cep telefonu çalmıştı. Hakem bu durum karşısında oyunun sonucunu (1-0) olarak değiştirmişti. Bu oyunda rakibin yani beyaz taşlarla oynayan oyuncunun cep telefonu çalsaydı hakem nasıl bir uygulama yapacaktı? Öyle ya. Oyuncu zaten kaybetmiş, mat olmuş, zaten (0) puan almıştı. Artık madde 11.3.2.2’ye göre kayıp vermek olanaklı da değildi.
Hakemin kararını doğru bulan çevrelerin bir kısmı bu soruya “Madde 12.9’a göre bir yaptırım uygularım.” demişlerdi. Bu yanıt aslında hakemin kararını olumlayanların görüşlerinin çöktüğünü de açıkça ortaya koymaktadır. Ortaya çıkan olgular aynıysa, bir yaptırım uygulamak veya ödül vermek gerekiyorsa, uygulama, her kim olursa olsun aynı olmalıdır. Örnek olaya dönersek: Telefonu çalan oyuncu siyah taşlarla oynayan oyuncuysa madde 11.3.2.2’yi uygularken, telefonu çalan oyuncu beyaz taşlarla oynayan oyuncu olursa madde 12.9’u uygulamak ‘asimetri’ oluşturur. Bu da son derece yanlış bir tutum ve uygulama olur.
Sonuç
Oyun bittikten sonra, henüz oyun salonundan dışarıya çıkmamış olan oyuncunun üzerinde cep telefonu olduğu anlaşılırsa, hakemin madde 12.9’a göre orantılı güçte bir yaptırım uygulaması beklenir. (Örnek olayda ‘uyarmak’ ne kadar orantılı değilse ‘yarışmadan çıkartmak’ da o kadar orantılı değildir.) Bu maddeyi uygulamak asimetri oluşturmaz. Ama mat olan rakip oyuncunun puanının değişmeyeceğini unutmamak gerekir.
Bununla birlikte örnek olaydaki oyuncunun oyun sırasında bu cihazdan yararlandığı daha sonradan anlaşılır ve kanıtlanırsa bu başka bir durumdur. Farklı yaptırımlar başka kurullar tarafından uygulanacaktır.
Son söz
Konuyu bunca kural maddesi ve hukuk bakışıyla ortaya koyup anlattıktan sonra hâlâ “Oyuncu kaybeder, rakibi kazanır.” deniliyorsa, benim yaptığım gibi, söylemlerinin doğruluğunu ve gerçekliğini inandırıcı belgelerle kanıtlamalarını isterim. Bunu yapamıyorlarsa susmalarını, yaptıkları yorum ve açıklamaları ‘ortadan kaldırmalarını’ beklerim. “FIDE böyle söylüyor.” diyen varsa da erki elinde bulunduranlara kuralın dilini o şekilde kullanarak yeniden düzenlemeleri gerektiğini söylemelerini öneririm.
29 Temmuz 2021
IA&IO Tahsin AKTAR
Benzer Makaleler
İlgili Kaynak
Yorumlar -
Yorum Yaz