Ali İpek'i Andık Üstat, 1952 yılında Eskişehir’de yaşamla tanışmasının ardından, 1966 yılında da satrançla tanışacağından bi haber, çocukluğunu burada yaşadı. Sonrasında İstanbul ve sonra Ankara. Yaşamının şekillendiği ve son bulduğu yer de Ankara oldu. Pek çok etkinlikte bir araya geliyorduk. 1992 yılı Mart ayında Adana’da bir etkinlikte buluştuk. Federasyon Başkanı (rahmetli hocam Kahraman Olgaç) federasyonun kuruluşunun ardından il gezileri yapıyordu. İpek’le birlikte Adana’ya da geldiler. Ziyareti bir etkinlikle süslemeyi planlamıştık. Bir simultane hazırladık (İpek’in haberi vardı bu hazırlıktan) Adana’da güçlü oyuncularla karşılaştı ve 8-10 kayıp bir o kadar kazanç ve beraberlikle bitti gösteri. Ertesi günün Adana gazeteleri şöyle diyordu: "… Ali İpek yine geleceğim dedi…” Kısmet olmadı tekrar böyle bir etkinlikte Adana’da olması. Sonraki yıllarda defalarca güzel ortamlarda buluştuk. Ben hakem O oyuncu oldu. Bir keresinde İstanbul’da 1993 Türkiye Şampiyonası Finalinde beraberdik. Kırmızı Volkswagen arabasıyla Beyazıt’tan yarışmanın yapıldığı Harbiye’ye gidişte ve dönüşte beni almadan hareket etmezdi. Aynı odayı da paylaşmıştık o yarışma sırasında (Yakup Bayram’da vardı) Ankara'ya her gidişimde TED Satranç Merkezine uğrar, tost ve çay ikramı eşliğinde söyleşirdik. 2002 yılında Balkan Şampiyonasında Başhakem yardımcısı olarak görev yapıyorum. Üstat da oyuncu. Yarışma, İstanbul Burhan Felek Spor Yerleşkesinde ‘Kubbe’ salonda yapılıyor. Tavandaki havalandırma petekleri ses çıkartıyor. İpek’in salondan dışarıya çıkarken, her defasında, bu ses çıkartan petekleri gözlediğini fark etmiştim. Yarışma salonunda ve salona dışarıdan gelebilecek seslere karşı son derece duyarlıydı. 9. turun sonlarına doğru (artık az sonra ödül töreni başlayacak) yine salondan dışarıya çıkarken, bana dönerek “… yahu Tahsin Bey, bu petekler ses çıkartıyor galiba…” demesi hiç unutmadığım anlardan biridir. Işıklar içinde yat Ali ağabey. IA&IO Tahsin AKTAR |
1118 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |